17 Ocak 2013 Perşembe

Endüstriyel Futbol / Şike - Bahis Örgütleri

"100.000 Euro gibi bir paranın hiçbir şey ifade etmediğini iş hayatım boyunca sadece futbol sektöründe gördüm"

Yukarıdaki söz şu an kim olduğunu hatırlayamadığım, ligimizdeki bir futbol kulübünün yönetiminde yer alan bir işadamına ait. Bir asgari ücretlinin 25 yıl boyunca çalışarak kazanabildiği bu para futbol piyasasında bozuk para muamelesi görüyor.

Şimdinin maddi yetersizliklerden şikayet eden Anadolu takımlarının bütçelerinin dahi 80'li yıllardaki büyük dünya kulüplerinin bütçelerinden daha büyük olduğunu biliyor muydunuz? Şimdilerde bir futbolcu için istenen bonservis bedelleri 100 Milyon Euro'nun üzerine çıkabiliyor. Bu rakamları sadece bir futbolcuya ödemeye hazır kulüplerin 20 sene önceki kulüp bütçeleri dahi bu rakama yetişemezdi. 6-7 sene öncenin çok sıradan takımları olan Manchester City'nin, PSG'nin; adını daha önce hiç duymadığınız Anzhi'nin, Al Sadd'ın; önüne futbol topu koyduğunda bomba sanacak Arapların, Çinlilerin; ABD'lilerin şimdilerde futbol piyasasının en büyük aktörleri olması futbolun normal evrim süreci mi? Avrupa'nın en büyük 81 stadı listesine giren stadların isimlerine bir bakın:

6- Signal Iduna Park - Borussia Dortmund / Almanya (Signal Iduna: Sigorta ve Finans Şirketi)
17- Allianz Arena - Bayern Münih / Almanyan (Allianz GmbH: Dünyanın en büyük Sigorta ve Finans Şirketlerinden biri)
22- Veltins-Arena – Schalke 04 / Almanya (Veltins: Bira, İçecek Firması)
24- Emirates Stadium – Arsenal FC / İngiltere (Emirates: Dünyanın en büyük sivil havayolu şirketi)
25- Mercedes-Benz Arena – VfB Stuttgart / Almanya (Mercedes Daimler: Otomotiv Şirketi)
29- Imtech Arena – Hamburg SV / Almanya (Imtech: Bir Medya ve Teknoloji Şirketi)
35- Türk Telekom Arena – Galatasaray SK / Türkiye (TürkTelekom: Telekomünikasyon Şirketi)
38- Commerzbank-Arena – E. Frankfurt / Almanya (Commerzbank: Finansman Şirketi)
42- Aviva Stadium – Irlanda Futbol ve Rugby Federasyonu / İrlanda (Aviva Group: Sağlık, Finansman ve Sigorta Şirketi)
53- RheinEnergieStadion – FC Köln / Almanya (Rhein Energie AG: Elektrik, Gaz ve Madencilik Şirketi)
55- AWD Arena – Hannover / Almanya (AWD Holding AG: Finansman Şirketi)
56- EasyCredit-Stadion – FC Nürnberg / Almanya (EasyCredit: Norisbank AG şirketinin kredi birimi)
64- Red Bull Arena – RB Leipzig / Almanya (Red Bull: Enerji İçecekleri üreten firma)
66- PGE Arena Gdańsk – Lechia Gdańsk / Polonya (PGE: Polonya Enerji Firması)


Futbol'un içerisine giren para onu son 30 yılda dünyanın en büyük ve para sirkülasyonunun en yoğun ve hızlı döndüğü sektöre çevirdi. Bu kadar korkunç paranın olduğu yerde kaçınılmaz olarak büyük şirketlerin yanı sıra (ve zaten daima içiçedirler) para oligarklarının, mafyaların ve karaparanın girmemesi zaten düşünülemez. Özellikle futbol üzerine bahis oynatan yapılanmaların yeraltından çıkarılıp onlara legalite verilerek hem sektörde yeni ve eskisinden çok daha büyük bir damar açılmak istendi hem de yeraltında dönen bu büyük paralardan sektörün diğer bileşenlerininde pay almasının sağlandı.

Durum şöyle açıklanabilir: Sıradan küçük bir alt lig takımını düşünün. Eskiden bu takımın tek motivasyonu skor elde ederek bir üst lige taşınmak, alabildiğine kupa alabilmek gibi tamamen amatör, sportif amaçlardı. O hafta oynadığı maçından kendi birkaç bin taraftarının ve rakiplerinin dışında kimsenin haberi olmazdı, umurlarında olmazdı. Federasyondan aldıkları küçük ödemeler, tribüne gelen 2 bin kişiye satılan bilet ve stad içinde ve dışında sattıkları forma, atkı, sandwich dışında bir gelirleri olmazdı. Şimdi bu futbol kulübünü günümüzde düşünelim. Klasik tribün, forma satışlarının yanı sıra yayın ve bahis gelirlerinin biriktiği havuzdan ligteki sıralamalarına göre görece daha iyi gelirlere sahipler. Dünyanın her köşesinde maçlarına en az yüzbinlerce Euro tutarına bahisler oynanıyor ve karşılaşmalarının sonucu dünyanın her köşesindeki bu insanları direkt olarak ilgilendiriyor.

"Her takımda kumar oynayan, kumar borcu olan, yeni araba ya da ev almak isteyen oyuncu ve yönetici bulunur. Kimi de sevgilisinin pahalı hediye ve seyahat isteklerini yerine getirmek ister. Kazandığı para kendi masraflarını karşılamaya yetmeyeceğinden ya da insanın doğası gereği hep daha fazla kazanmak isteyeceğinden maçı satmaya en baştan isteklidir.Makedonyalı bahis örgütünün lideri Velibor Dzarovski. (Etki alanı Macaristan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna Hersek, Yunanistan ve Belçika. Başta futbol olmak üzere basketbol, hentbol ve at yarışı...)

Bahis manipülasyonlarını yürüten kişiler aslında bilinen, ünlü mafya liderleri, eski spor yöneticileri ve boks, at yarışları gibi futbol öncesi bahis mafyalarının yapılanmaya başladığı alanlarda etkin olan tanınmış kişilerdir. Tanınırlıklarına rağmen bu örgütlerin varlığının engellen(e)memesinin bir çok nedeni vardır. Liderleri spor dünyasının ve bahis sektörünün önde gelenleriyle ciddi ilişkiler içindedir ve sektördeki pek çok çeşmenin başını tutan insanlardır. Yani kısaca spor sektöründe yerüstüyle yeraltı sıkı sıkıya birbirine karışmıştır. Çoğu zaman yeraltından çekilmek istenen tuğla bütün spor sektörünü olduğu yere yıkacağı için bu dengeleri fazla bozmamak bütün sektörün menfaati gereğidir.

Yani bir fabrikanın çevreye akıttığı kirli suyu engellemek için fabrikanın bu kirliliği yaratan en karlı bölümünü kapatmak bu fabrikadan kazanç elde eden hiç kimse için makul değildir. Makul olan çevrede yaşayan insanları fabrikadan çevreye yayılan bu atığın temiz ve zararsız olduğuna ikna etmektir. Yani futbol sektörünün dayanağı olan taraftarlara herşeyin adil ve sportmence olduğu ilizyonunu yaratmalı ve taraftarı önceden sonu bilinen bir tiyatro izlemediğine ikna edilmelidir. Arada sırada yapılan operasyonlar, açılan davalar, “şikeye sıfır tolerans” hikayeleri bir kontrol ve malumu münferit yapma çabalarından başka bir şey değil.

Bu organizasyonlar sanıldığının aksine sadece bahis oynayarak kazanç elde etmezler. Hatta bahis gelirleri diğer gelirlerin yanında küçüktür.

*Başka bir kulüp için para karşılığı maç manipülasyonu: Örneğin bir kulüp, hedefleri için rakip takımın karşılaşmasının manipüle edilmesini bu organizasyonlardan isteyebilir. Ligin sonlarına doğru bu tür müdahaleler çoğalır. Örgüt için en kazançlı durum budur. Hem manipülasyon talebinde bulunan kulüpten kazanç elde edilir hem de manipüle edilen karşılaşma üzerine oynanan/satılan bahislerden kazanç elde edilir. Genelde sadece hakemler ve bir kaç futbolcu üzerinden ilişki kurularak görece daha düşük maliyetle büyük kazanç sağlanır.

*Bahis Satışı: En sık yapılanı budur. Devamlı yüksek gelir elde edilir. Fakat nokta skorlar elde edilmelidir. Yani karşılaşmanın başından sonuna kadar senaryosunun yazılarak yeteri kadar aktörün satın alınması gerekir. Şike her iki kulübün bilgisi dahilinde yapılır. Kulüpler yeteri kadar futbolcuyu işin içine sokar. Organizasyon ise hakemleri ayarlar. Örgüt her aktöre ayrı ayrı ödeme yapmak zorundadır. Dolayısıyla maliyet yüksektir. Fakat elde edilecek skorların satışı ve üzerine oynanacak bahisin kazancı yüksektir. Genelde ilk gol bahsi/ İlkyarı-Maç Sonu Skor Bahsi / Kırmızı Kart ya da Penaltı bahsi gibi detaylı bahis oyunları için manipülasyon yapılır. Nokta bahis üzerine tek bir lokasyondan yüksek bahis oynamak çok aşırı dikkat çekeceğinden bundan kaçınmak içi,n örgüt bahislerini parça parça farklı noktalardan ve farklı bahis şirketlerinden oynamak zorundadır. Kazancın çok büyük kısmı bahis satışlarından elde edilir. Bahis satışları hem karşılaşma için oynanan bahislerin çok geniş bölgelere dengeli olarak yayılmasını sağlayarak güvenlik ve gizliliğin sağlanmasına yardımcı olur hem de bahis satışlarından çok yüksek gelirler elde edilir.

Bahis örgütlerinin yapılanmaları hayalet tarzdadır. Yani aşağı yukarı 4-5 katmandan oluşurlar ve hiç bir katman ve katmandaki birimler birbirlerini tanımazlar. En üst katman örgütün başıdır diyebiliriz. Genelde etki alanındaki kulüp yöneticileri, hakemler, futbolcular ve menajerlerin bazılarıyla uzun süredir ilişkilidirler. Hedef maç tayin edilir, gerekli kişilerle ilişkiye geçilip talepler ve ödeme planları yapılır. Manipülasyon için yetecek kadar az kişiyle ilişki kurulmasına dikkat edilir.

Diğer katmanlar satışların gerçekleştiği katmanlardır. Kabaca ve örnek rakamlarla şöyle anlatayım:

Birinci Katman: Organizasyon başı.

İkinci Katman: Örneğin 4 birimden oluşur diyelim. Avrupa Birimi, Asya Birimi, Amerika Birimi, Okyanusya Birimi olsun bu birimler. Her birim 1. Katmandan sallıyorum 100Bin Euroya maç skorlarını satın alsın. Böylece 1.Katman satışlardan 400Bin Euro gelir elde ederken elindeki bahside 4 kıtaya dağıtmış oldu. Bu katmandaki birimler 1. Katman'la yani organizasyonun başıyla direkt ilişki halindedir ve organizasyonun asli parçalarıdır. Bir birim deşifre olduğunda, görevden alındığında vs. 1. Katman yerine başka birini koyar.

Üçüncü Katman: Örneğin 2.Katman'ın Avrupa Birimine birimine bağlı (sallıyorum) 5 birim bağlıdır. (Artı olarak diğer kıta birimlerine bağlı 3. Kat birimleri tabii ki). Bunlar 1-İskandinavya/Rusya Birimi, 2-Batı Avrupa Br. 3-Orta Avrupa Birimi 4-Balkan/Doğu Avrupa Br. 5-Güney Avrupa Br. olsun. Bu her birim maç satın almak için 2.Katman'da bağlı olduğu Avrupa Birimine 30'ar Bin Euro öder. Böylece 2. Katmandaki Avrupa Birimi 100.000 Euro ödediği maç bahisini 150.000 Euro'ya alt birimlerine satarak hem 50.000 Euro kazanç elde etti hem de organizasyonun bahsini Avrupa'nın dört bir yanına dağıtarak lokasyon dengesi sağladı. Bu katmandaki birimler 1. Katman'ı (yani mafyanın baş kısmını) tanımazlar. 2. Katmanla ilişki halindedirler, onlar tarafından atanır ya da satıştan alınırlar. Böylece de organizasyonun gizliliği ve güvenliğide sağlanmış oldu.


Dörtüncü Katman: Yine örneğin 3. Katman'da 4. Birim olan Balkan/Doğu Avrupa Birimi'ni ele alalım. (yine tabii ki artı olarak diğer birimlere bağlı alt birimlerden oluşur) Bu birime bağlı 4. Katman Birimleri de şunlar olsun: 1-Çek Cumh. Birimi 2-Sırbistan ve Karabağ Birimi 3-Makedonya Br. 4-Yunanistan ve Malta Br. 5- Bulgaristan Br. 6-Türkiye ve Kıbrıs Br. vs vs... böylece ülkelerden oluşan 15 birim olsun. Her birim 3.000 Euro'dan üst biriminden maç satın alsın. Böylece 3.Katman'ın 4.Birimi 30.000 Euro'ya sahip olduğu bahsi 15x3.000 = 45.000 Euro'dan satarak 15.000 Euro kazanç elde etti ve söz konusu bahsi daha da fazla noktaya yaymış oldu. 4.Katman birimleri direkt olarak organizasyona bağlı değildirler ve 3.Katman birimlerini direkt olarak tanımazlar. Bahisleri Derin İnternet (Deep Web) üzerindeki organizasyona ait portallarda üst birimlerinden alırlar. Sadece internet üzerinden üst birimleriyle ilişkili olduklarından organizasyon etkisi büyümesine rağmen organizasyonun güvenliği ve gizliliği etkilenmemiş oldu. Bu katmandaki birimler kısıtlı sayıda alıcıya ulaşmak zorundadırlar. Bu lokasyonlardaki bahis şişkinliğini önlemek için ve kendi güvenliklerini tehlikeye atmamak için böyledir.

Görüldüğü gibi organizasyon ağını katman katman bölerek hem güvenliğini sağlamış oldu, hem bahsi dünyanın dört bir yanına dağıtarak belli lokasyonlardaki bahis şişkinliğinin önüne geçmiş, dikkat çekmemiş ve böylece de satışlardan yüksek kazanç elde etmiş oldu. Bahis satışları derin internet (Deep Web) üzerindeki onion portallardan gerçekleştirilerek güvenlik güçlerinin sanal takibine önlem alınır. Ayrıca satışlarda organik para ve gerçek banka hesapları yerine bitcoin (internet para birimi) kullanılarak banka ve hesap takiplerininde önüne geçilmiş olunur. Böylece alt birimlerden başlayarak örgütün üst birimlerine yönelik takip imkansız kılınır.

Yukarıdaki örgüt şablonu örnektir. Her organizasyon bu şekilde yapılanmayabilir fakat aşağı yukarı buna benzer yapılanmalarla ayakta kalır. Katmanlar ve onlara bağlı birimler her örgüte ve örgütün gücüne göre farklılık gösterecektirler.

Ben bunu kendi alım-satım ağını örnek göstererek düzenledim. Ayrıca örnekte kullandığım alış-satış fiyatları tamamiyle örnektir. Yani ben sadece kendi birimime bağlı satış fiyatını bilmekle beraber üst katman ve birimlerde gerçekleşen satış rakamlarını ve birim sayılarını bilemem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder